Türk devleti Efrîn ve diğer işgal bölgelerinde suç işlemeye devam ederken, ENKS ise, TC ve çetelerinin bu suçlarını aklama telaşında.
KENDAL CÛDÎ
Türk devleti ve çeteleri Efrin ve işgal edilen bölgelerde suç işlemeye devam ederken, ENKS üyesi Ebdulhekim Beşar “Efrin’de suç işlenmiyor” şeklinde yaptığı açıklamalarla bu suçları aklama çabasında. Ebdulhekim Beşar’ın açıklamalarına Kürt halkından ve Efrînlilerden yoğun tepki geldi.
Suriye İtilafı Başkanı Yardımcısı ve ENKS’nin Dış İlişkileri sorumlusu Ebdulhekim Beşar bir süre önce Başûrê Kurdistan’da bir basın toplantısında yaptığı konuşmada, Türk devletinin Efrîn’de suç işlemediğini, bölgeye dönük yapılan bu tür haberlerin propaganda olduğunu iddia etmiş ve buna karşı da QSD’ye suçlamalarda bulunmuştu.
Ebdulhekim Beşar’ın açıklamaları yerlerinden silah zoruyla edilmiş yüz binlerce Efrînli başta olmak üzere Kürt toplumunda büyük tepkiye neden olmuş ve açıklamaları ‘Beşar, Türk devletinin suçlarını aklamaya, temize çıkarmaya ve Kürt katılımını meşrulaştırmaya çalışıyor’ şeklinde değerlendirilmişti.
Ebdulhekim Beşar, PDK-S ve ENKS her ne kadar Türk devleti ve çetelerinin suçlarını aklamaya, temiz çıkarmaya ve buna karşı QSD’yi suçlamaya çalışsa da gerçekte yaşanan ve belgelerin açık şekilde ortaya koyduğu şey, Türk devletinin ve çetelerinin Efrîn başta olmak üzere işgal edilen tüm bölgelerde insanlık suçu, savaş suçu işlediğini açık şekilde ortaya koyuyor.
Burada önemli bir detay da şu, Ebdulhekim Beşar’ın dış işleri sorumluluğunu yürüttüğü ENKS sözde Suriye muhalefetinin bir üyesi. Sözde Suriye muhalefeti de TC’nin bölgeye dönük işgalinde direkt yer alan, işgalinin yanı sıra her gün bölgede işlenen insanlık suçlarını aklamaya çalışan bir yapı. Zira, Efrîn’de daha işgalin ilk gününden bu yana her türlü talan, kaçırma, taciz, tecavüz, hırsızlık, demografik değişim suçları işlenmeye başlandı ve buna devam ediliyor.
Bu gerçekler belgelerle ortada olmasına, şahitler, mağdurlar defalarca kameralara bunu anlatmalarına rağmen, Ebdulhekim Beşar’ın böyle bir açıklama yapması, Türk devleti tarafından kendisine ve bağlı olduğu yapı olan ENKS’ye “suçları aklama” rolü mü verildi, sorusunu gündeme getiriyor.
2 BİN 391 KİŞİ KATLEDİLDİ
Kuzey ve Doğu Suriye hak ihlalleri tespit kurumunun belgelerine göre, işgalden bugüne kadar Efrîn’de 2 bin 391 sivil işgalciler tarafından katledildi.
Yine aynı kurumun verdiği istatistiklere göre, bugüne kadar Efrîn’de aralarında kadın ve çocukların da olduğu 7 bin 433 kişi kaçırıldı. Bunlardan tespit edildiği kadarıyla 1098 kişi Türk zindanlarında ağır işkencelere maruz kaldı. 137 kişi zindanlarda ağır işkenceler sonucu katledildi. Kaçırılanlardan 5 bin 100 kişi serbest bırakıldı. Yine kaçırılanlardan 1255 kişi de fidye karşılığında kurtarılabildi. Zira fidye ile bırakma Efrîn’de neredeyse günlük rutin bir olaya dönüşmüş durumda.
Türk devletinin bölgede işlediği en temel suçlardan biri de demografik değişim. Analistler bu durumu, kalıcı işgal olarak değerlendiriyor. Öyle ki Suriye içinde ve dışında getirilen yüz binlerce insan savaşla yerinden edilmiş yüz binlerce Efrînlinin köylerine, kasabalarına, şehir merkezlerine yerleştirilmiş durumda. Bu demografik değişim suçunda Türk devletinin en büyük destekçi güçleri ise Katar ve Kuveyt.
ARALIKSIZ İŞLENEN SUÇ DURUMU
Türk devletinin bölgede neredeyse gününün rutini haline getirdiği suçlar birçok kurum ya da kuruluş tarafından belgelerle ortaya konuldu, konuluyor. Kuzey ve Doğu Suriye hak ihlalleri tespit kurumu yöneticilerinden Mistefa Ebdi de TC’nin bu kesintisiz ve rutinleşen suçlarına dikkat çekerek, karşı durulmasının önemine dikkat çekiyor.
Mistefa Ebdi, Türk devletinin bu suçlarını terk etmesi bir yana, bölgede kaçırma, taciz vb. suç vakalarında giderek bir artışın olduğunu söyleyerek, tehlikenin boyutlarına dikkat çekiyor.
Mistefa Ebdî, işgal altındaki Efrîn bölgesinde 2021 yılının başından bu yana 319 kişinin tutuklandığını belirterek, ” Efrîn’de İsimlerinin belgelediğimiz kişi sayısı en az 7 bin 433 kişi. Şüphesiz bir çok kişi var fakat aileleri tarafından isimleri verilmedi. Ayrıca belgeleyemediğimiz bir çok tutuklama vakası var” dedi.
Mistefa Ebdî, işgal altındaki Efrîn bölgesinde her gün zeytinliklerin yağmalandığını, ağaçların kesildiğini, sivillerin kaçılıp, tutuklandığını, sivillerin evlerine el konulduğunu ifade etti.
Mistefa Ebdî, suç ve ihlallerin Suriye Muhalefetine bağlı Suriye Milli Ordusu tarafından yapıldığını hatırlattı.
SUÇ VE İHLALLERİN ULUSLARARASI BELGELERİ
Türk devleti ve çetelerinin Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’de işlediği suç ve ihlaller sadece bölge kurumları tarafından belgelenmedi. Birçok uluslararası kuruluş ve dünya örgütleri Efrîn’deki soykırım konusunda uyardı. Avrupa Parlamentosu, 12 Mart’ta işgalci Türk devletinin Suriye’de ihlalleri göz önünde bulundurarak Türkiye’yi suçladı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komiserliği 6 ay önce işgal edilen Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî bölgelerinde başta katliam, kaçırma, sivillerin mal ve mülklerine el koyma, zorla göçe tabi tutma olmak üzere birçok işlenen suç ve ihlalleri belgeledi. Ayrıca Uluslararası Af Örgütü yayınladığı raporda, işgalci Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi’nde sivillere yönelik savaş suçu işlediğini duyurdu.
Bu belgelerden sonra, Ebdulhekîm Beşar’ın Efrîn’de suç işlenmiyor açıklaması acaba ne anlama geliyor?
‘ENKS İTİLAFA KARŞI TAVIR GÖSTERENE KADAR SUÇLUDUR’
MSD yaptığı açıklamada, Ebdulhekîm Beşar’ın iddialarını kınayarak, “Efrîn’de işgalci Türk devletine bağlı gruplar tarafından hiçbir suç işlenmediğini söyleyen Ebdulhekîm Beşar’ın ileri sürdüğü iddiaları reddediyoruz. Bu suçlar İnsan Hakları Örgütü, Uluslararası Af Örgütü ve birçok yerel ve Arap kuruluş tarafından belgelendi. Bu da Efrîn’deki katliamlarda, göç politikalarında, demografik değişimde ve halkımızın malına el konulmasında parmağı olduğunu kanıtlıyor. ENKS, İttifak temsilcilerine karşı tavrını gösterene kadar bundan sorumludur.”
PYNK, Ebdulhekîm Beşar’ın açıklamasını reddederek, bu açıklamaların Efrîn işgalinin meşrulaştırma anlamına geldiğini söyledi.
Efrîn Bölgesi Eş Başkanı Şiraz Hemo, Ebdulhekim Beşar’ın açıklamalarını kınayarak, “Bu açıklamalar Efrîn’de işlenen suçlara ortak olduğunu ispat ediyor. Ebdulhekim Beşar’ın söylemleri Efrîn’de işgali kalıcılaştırmak amaçlıdır. Bu açıklamalarla Kürt ulusal görevini yerine getirmediğini ortaya koyuyor. Bu söylemlerin başka bir amacı da işgalci Türk devletini memnun etme amaçlıdır” dedi.
‘ULUSLARARASI TARAFLARA İLETMEK İÇİN BELGE TOPLUYORUZ’
Şiraz Hemo, “Efrîn’de işlenen suçların ortaya çıkarılması için ne tür çalışmalar yapılıyor” sorusuna, “Türk devletinin ve bağlı gruplarının Efrîn’de yürüttüğü siyaseti ortaya çıkarmak başlıca görevimizdir. Uluslararası taraflara ve ilgili yerlere iletmek için işlenen savaş suçlarını belgelemeye devam ediyoruz” diye cevap verdi.
‘EBDULHEKİM BEŞAR VE İTİLAF BU SUÇLARIN ORTAKLARIDIR’
Ebdulhekim Beşar’ın açıklamalarına değinen Mistefa Ebdî, “Suriye İtilafı, savaş suçu işleyen Türk devletine bağlı çete gruplarının ortaklığını yapıyor. Şu anda geldiğimiz süreçte İtilaf’ın onların siyasi temsilciliğini yaptığını görebiliriz. İtilaf aynı zamana bu silahlı grupların yaptığı ihlalleri hiçbir şekilde kınamadı aksine milislerin komutanlarını suçsuz gibi gösteriyor. Ebdulhekim Beşar’ın açıklamaları da işlenen suçların saklanması yönünde. Ebdulhekim Beşar ve kurumu olan İtilaf, bu suçların ortağı olduğu için hukuki, toplumsal ve ahlaki yönden cezalandırılmalı” ifadelerini kullandı.
Mistefa Ebdî, Ebdulhekim Beşar’ın açıklamalarının amacının işgali meşrulaştırmak ve halkı Özerk Yönetim’e kaşı kışkırtmak olduğuna dikkat çekti.